NE ARAMIŞTINIZ ?
Haberler

9 Mayıs Avrupa Günü etkinliği gerçekleşti.

10.05.2011
09 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle Valilik, Yalova Üniversitesi ve Yalova Ticaret ve Sanayi Odası ortaklığında konferans programı düzenlendi. İl Özel İdaresi Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte açılış konuşmalarını AB Projeleri Koordinasyon Merkezi Başkanı Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer yaptı. Yalova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr.Filiz Karaosmanoğlu’nun konuşmalarının ardından YTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Özel yapmış olduğu konuşmada,

“Organizasyonunda Valiliğimiz, Üniversitemiz ve Odamızın yer aldığı 9 Mayıs Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Katılım Sürecindeki Son Gelişmeler ve Yeni Yüzyılda Avrupa Birliği” adlı konferansımıza katılımınızdan dolayı teşekkür ediyor, hepinizi Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Avrupa Birliği, 1. ve 2. Dünya Savaşları’nı yaşamış Avrupa’da bir daha aynı acıların tekrarlanmaması; barış, huzur, istikrar ve demokrasinin kalıcı kılınması için hayata geçirilmiş büyük bir medeniyet projesi…

Bugün, bizim de Türkiye olarak, 1999 Helsinki Zirvesi’nde tam üyelik aday statüsünü kazandığımız, 3 Ekim 2005 tarihinden bu yana da tam üyelik müzakereleri yürütmekte olduğumuz Avrupa Birliği’nin kuruluş günü…

Türkiye olarak o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’na ortaklık başvurusu yapmamızın üzerinden tam 52 yıl geçti. O tarihten bu yana özellikle de adaylığımızın kabul edildiği günden itibaren, ülke olarak, gerek demokratik gerek sosyal ve gerekse ekonomik anlamda çok önemli gelişmeler kaydettik.

Anayasa ve yasalarımız AB normları ve standartları çerçevesinden revize edilirken, 2011’de 15’inci yılına giren Gümrük Birliği ile Türk sanayisinin rekabet gücü arttı. Esasen Türkiye ile Avrupa Birliği, siyasi entegrasyondan çok önce ekonomik entegrasyonu sağladı.
Bugün Avrupa Birliği Türkiye’nin birinci, Türkiye ise AB’nin yedinci büyük ticari ortağı konumuna geldi.

Üyelik müzakerelerinin başlamasıyla daha da derinleşen ekonomik bütünleşme sayesinde, AB ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi, yıllık 100 milyar Avro’yu aşıyor.

Ülkemiz, AB’nin tedarik ve üretim zincirine giderek artan bütünleşmesiyle Avrupalı firmalar açısından önemli bir sanayi üretim merkezi haline geldi. AB, toplam doğrudan yabancı yatırımlarda sahip olduğu üçte ikilik payla da Türkiye’nin en önemli yatırım ortağı… Otomotiv, elektronik ve makine gibi yüksek katma değerli sektörler de dâhil olmak üzere, bugün Türkiye’de AB’nin doğrudan yatırım yaptığı 14.000’den fazla firma bulunuyor.

Avrupalı yatırımcılar, gıda, tarım, perakende, enerji, telekomünikasyon, bankacılık ve sigortacılık gibi sektörlerde ülkemize giderek artan bir ilgi duyuyor.

Benzer şekilde enerji sektöründe, başta Fransız, İtalyan, Avusturyalı, Alman firmalar olmak üzere diğer üye ülkelerin firmaları, Türkiye'yi, AB'nin stratejik enerji haritasına bir yatırım ortağı olarak koyuyor ve yenilenebilir enerji alanında yatırımlar planlıyor.

Gümrük Birliği’nin sağladığı avantajlar sayesinde, özellikle son yıllarda AB ülkeleri de, Türk yatırımları için ilgi odağı haline gelmiş bulunuyor.

Yine ülkemiz ekonomisinin can damarı konumundaki KOBİ’lerin sıklıkla yaşadığı finansal sorunlara çözüm bulmak ve Türk KOBİ’ler için mali ortamı iyileştirmek amacıyla Avrupa Birliği, 2002 yılından bu yana çok sayıda girişimi destekliyor.

Değerli konuklar,
Ekonomik alandaki bütün bu olumlu gelişmelere karşın, bugün ne yazık ki, siyasi müzakere süreci istenen hızda ve yoğunlukta ilerlememektedir. AB sürecinin bu şekilde ilerlemesi farklı nedenlerden kaynaklansa da sonuçta hepimizde bir bıkkınlık ve güvensizlik doğmasına neden olmaktadır.

Oysa gelişmiş ve daha da modernleşmiş, hızla kalkınan dinamik Türkiye’nin AB’ye katabileceği değerlerin çokluğu, AB üyeliği için iyimser olmamızı gerektirmektedir.

Her iki tarafta da gerekli siyasi irade olduğu sürece, AB üyeliği yolumuzdaki dikenlerin ortadan kalkacağına yürekten inanıyorum.

Fransa ve Almanya, Türkiye’ye üyelik dışında AB ile başka bir düzlemde ilişki önerirken geçtiğimiz günlerde İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin internet sitesinde yer alan bir testte, Türkiye’nin 2060’ta bile AB üyesi olamayacağı varsayımına yer verildi.

Bu ‘uzun ince yolda’ki mücadelemize devam etmeli, bütün bu varsayımları haksız çıkarmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.

Bu nedenle içinde bulunduğumuz müzakere sürecinin rayından çıkmamasına gayret etmeliyiz. AB süreci, toplumsal bir seferberlik gerektirmektedir. Tüm kurum ve kuruluşlarıyla Türkiye’nin bu hedefin gereklerini yerine getirmesi ve sürecin takipçisi olması büyük önem taşımaktadır.

İçinden geçmekte olduğumuz koşullarda ekonomik aktörlere de büyük görevler düşmektedir. AB ile ilişkilerimizin siyasi yönden taşıdığı önem bir yana, bu ilişkinin en önemli gerekçelerinden birinin ekonomik alanda olduğunu biliyoruz.

Türkiye, büyüyen bir pazar ve stratejik bir ortak olarak, Avrupa ekonomisi için sadece imtiyazlı ortaklıkla yetinilemeyecek kadar önemli bir ülke... Bunu AB’nin de en yakın zamanda idrak ederek ülkemize hak ettiği tam üyelik hakkını vermesini ümit ediyorum.” dedi.