NE ARAMIŞTINIZ ?
Haberler

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş Yalova Ticaret ve Sanayi Odasını Ziyaret Etti

11.10.2021

Yalova Ticaret ve Sanayi Odası'nda yönetim kurulu üyeleri, meslek komite başkanları, üyeler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde dünya siyaseti ve ekonomisinde yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Becan ve YTSO Meclis Başkanı Muğlim Bağatar'ın ev sahipliği yaptığı programa, AK Parti Yalova Milletvekilleri Ahmet Büyükgümüş ve Meliha Akyol ile Yalova Belediye Başkan Vekili Mustafa Tutuk katıldı.

Salgın olmasa bile dünyada ekonomik politiğin yeniden yapılandığı bir döneme şahitlik ettiklerini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi özellikle bizim coğrafyamızda da mesela son 10 yılda hatta daha uzunca bir süredir şahit olduğumuz terör örgütleri üzerinden vekalet savaşları adıyla büyük güçlerin bu bölge başta olmak üzere etkinliklerini artırmak için çok kuvvetli bir mücadele içerisinde olduğunu görüyoruz. Orta Doğu'nun, Kuzey Afrika'nın, Yemen'in, Afganistan'ın, Asya'daki bazı ülkelerin maalesef uzunca bir süredir terör belasıyla uğraşmasının en temel nedenlerinden biri de budur. Adına vekalet savaşları koymuş oldukları bu adı üstünde maşalar vasıtasıyla yürüttükleri bu savaşın, bu terör belasının maalesef bunun üzerinden dünyayı ve bölgeyi şekillendirme niyetleri ve çabalarıdır."

ABD GÜÇLERİNİN AFGANİSTAN'DAN ÇEKİLMESİ

Kurtulmuş, ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesi üzerine birçok şey konuşulduğunu dile getirdi.

Türkiye olarak bunu çok olumlu karşıladıklarını aktaran Kurtulmuş, "Kardeş Afgan halkının kendi ayakları üstünde durmasının en doğru yol olduğunu düşünüyoruz ama şu soruyu da sormak herhalde bütün insanlığın vazifesidir: 'Afganistan'dan şimdi Amerika çekiliyor ama 20 senedir Amerika'nın Afganistan'da ne iş vardı? Ya da ondan evvel orada Rusların ne işi vardı'. Bütün bunlar vekalet savaşları dediğimiz terör örgütleri üzerinden bölgeyi, Ön Asya'yı ve coğrafyayı şekillendirme meselesidir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin önceki dönemlere göre çok daha önemli bir ülke konumuna ulaştığını ifade eden Kurtulmuş, "Bizim, Türkiye'yi, yeniden büyük Türkiye yapma ideali etrafında mutlaka çok güçlü bir şekilde yürümemiz lazım. Türkiye'nin bu coğrafyada hele hele bundan sonra gününü gün ederek, birtakım hedeflerinden vazgeçerek, başkalarının bize bıraktığı, müsaade ettiği alanlarda ayakta durma imkan ve ihtimali yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

KOVİD-19 SÜRECİNDE DÜNYA EKONOMİLERİ

Kurtulmuş, dünya ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye'nin vaktinde aldığı tedbirlerle salgın sürecini mümkün olan en az zararla atlatabilmeye yöneldiğini belirtti.

Geçen yıl üretim şekillerinden eğitim yöntemlerine kadar her alanda değişim yaşandığını, sağlık hizmetlerinden tedarik zincirlerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesine kadar neredeyse her alanın önemli bir faaliyet alanı haline geldiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Çok şükür bu süreçler içerisinde Türkiye daha önceki hazırlıklarının da vermiş olduğu özgüvenle rahatlıkla bu süreci nispeten daha az olumsuz etkilerle geçirdi. Türkiye hem sağlık hizmetlerini herkese bedava ve etkin bir şekilde sunmak hem de aşı faaliyetlerinde etkili ve süratli şekilde hareket etmek bakımından Dünya Sağlık Örgütünden övgü almış, yaptığı faaliyetler başarıyla takdir edilmiş bir ülke oldu. Aynı şekilde ekonomi alanında da en başından itibaren şuna dikkat ettik: Tezgahı dağıttırmamak. Tezgah dağılırsa yani üreticimizin, fabrika sahibimizin iş yeri dağılırsa, üretim durursa yerine koymak hemen hemen imkansızdır. Bütün dünyadaki ekonomik krizler bunu öğretmiştir. Dolayısıyla tezgahı dağıttırmayacak bir şekilde desteğin sürdürülmesi; birinci alanımız bu oldu. İkinci alanımız ise dar gelirli kesimlerin bu süreçlerde karşılaştığı zorlukların telafi edilebilmesi için kamu tarafından destekler verilmesiydi. Bu alanda yaklaşık 750 milyar liralık desteklerle dar gelirli olan grupların bu süreci en az zararlar atlatması bir şekilde temin edilmeye çalışıldı."

Kurtulmuş, ekonomide 2020 ile kıyaslandığında bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren fevkalade önemli makro göstergelerle karşı karşıya kalındığına işaret ederek "Hiç kuşkusuz bunlardan biri Türkiye'nin büyüme rakamlarıdır. Önce yüzde 7,4, üçüncü çeyrekte de yüzde 21,7 Türkiye büyüyerek aşağı yukarı bu süreçte İngiltere'nin hemen ardından dünyada en ilgi çekici büyümeyi sağlayan ikinci ülke oldu. Ümit ediyoruz ki bu yılın bütününe baktığımız zaman yüzde 9-10 civarında bir büyümenin ortaya çıkması mümkündür. Dünya Bankası verilerine göre de Türkiye'nin büyüme tahminleri yukarıya doğru revize edilmiş, yüzde 8 küsur seviyesinde yükseltilmişti. Çok şükür Türkiye'nin ihracatı, özellikle ağustos ayı ihracatı yıl boyuna yayıldığı zaman 220 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Türkiye'de sanayide kapasite kullanım oranları bu süreçte ciddi şekilde artmıştır. Hepsinden önemlisi, üretim, tedarik ve talep zincirlerinde kırılma olmamıştır." diye konuştu.

FİYAT ARTIŞLARI

Kurtulmuş, bu süreçte Asya ekonomilerinin en büyük probleminin talep olduğuna değindi.

Üretimde problemleri olmayan bu ülkelerde toplumlar üretileni talep edebilecek noktada olmadığı için ekonomilerde daha kalıcı tahribatlar ortaya çıktığına işaret eden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Avrupa ekonomisinde ise talep vardır ama üretim zafiyeti söz konusu olduğu için orada üretim zincirinde kırılma olmuştur. Türkiye üretimde de talepte de tedarikte de bu süreçleri en az hasarla atlatan ülkelerden biridir. Maalesef bütün bunlarla birlikte hemen hemen dünyanın her yerinde emtia fiyatlarında olağanüstü bir yükseklik ortaya çıkmıştır. Yani büyük bir fiyat artışı ortaya çıkmıştır. Demir çelikten pamuğa kadar her alanda emtia fiyatlarında büyük bir yükseliş söz konusu olmuştur. Bunun Türkiye ekonomisi üzerine oluşturduğu olumsuz etkilerin farkındayız. Bunun da ortadan giderilmesi için gayretle mücadele ediyoruz. Özellikle ekonomideki bu olumlu tablo, iyi gidişatın yanında bazı eksikliklerin, bu sürecin vermiş olduğu birtakım zorlukların olduğunun farkındayız. Vatandaşlarımızın bu zorluklarını da yine giderecek olan biziz. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde hükümet olarak ve Türkiye olarak hep beraber, sanayici ve iş adamı arkadaşlarımız da elini taşın altına koyarak inşallah bu süreci bütünüyle geride bırakacağız. Türkiye'nin en büyük gücü, devlet millet kaynaşmasının sağlanması ve devletle milletin bütün alanlarda yoğunlaşarak ortak noktaya doğru yürüyebilme becerisini kazanmış olmasıdır."

TÜRKİYE'DEKİ SURİYELİ SIĞINMACILAR

Son bölümde katılımcıların sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, göçmenler konusunun Türkiye'nin hassas bir meselesi olduğunu kaydetti. Bölgedeki terör örgütlerine destek verenlerin o coğrafyaların hakları olmadığını belirten Kurtulmuş, "DEAŞ'ı da PKK'yı da PYD'yi de Afrika'da Boko Haram'ı da destekleyen o ülkenin halkları değil emperyalist güçlerdir. Niye destekliyor, siyasi haritayı değiştirmek için destekliyorlar." dedi. Kurtulmuş, Suriye'den Türkiye'ye göçün başladığı dönem yabancılarla çok temasta bulunduklarını aktardı.

O dönem Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dedim ki özel bakıma muhtaç insanlar varsa, engelli çocuklar, vücudunda ağır yarası olanlardan seçelim, Batılı dostlarımız geliyorlar, onlara da diyelim ki 'Madem imkanlarınız var, bu gençleri alın', Listeler verildi. Biz onlara bakıyoruz ama daha çoğuna bakılabilsin. Bu tür isimleri hiç almazlardı. Maalesef buradan gelen çok iyi eğitim görmüş insanları alıp götürdüler. Çünkü onların değirmenine bir şekilde katkı olsun diye bunları yaptılar. Biz insani bir sorumluluk olarak bunları yerine getirdik ve bu insanların içerisinden Türkiye'ye çok faydaları olan, meslek sahibi, ticaret erbabı olan, öğretmen, doktor, üniversite hocası olan insanlar oldu. Tabii ki ihtiyaç sahibi olanlar oldu. Bu millet Allah razı olsun onlarla ekmeğinin yarısını, suyunu paylaştı. Büyük bir insanlık sınavı verdik ancak Türkiye'nin tahammülü de takati de sınırsız değildir. Yani şimdi oradan, buradan, her taraftan yolları açacaklar, 'Siz bunları alın Türkiye'yi bir göçmen istasyonu haline getirin.' Hayır. Türkiye bunu da yapamaz çünkü artık takatinin üstünde bir durumdur."

Görsel Galeri